28 Mayıs 2010 Cuma

rüya masalı.

aslında güzel notalarım da vardı. zaten her enstrüman her ele de yakışmazdı. ve bazen niyet ağlamak olmalıydı.
kimin buyruğu idi, mutlu olmak da köle gibi didinir dururdu bütün insanoğlu. ve neydi farkları çizginin dışında mutsuzluğu yeğ tutmuş özgürlük savaşçılarının. ağlayabilmek, kahkaha atabilmek kadar müptela etmez miydi insanı.
gülümsetebilmek o kadar da zor değildi, gözlerini yaş basmış bi kadını, ama zordu gülerken, mutluyken ağlatabilmek. zordu. ve tam da bundandı bu notaların kıymeti. hiç yokken unuttuğunuz can yangılarına gelir oturuverirdi ya bu keman hıçkırıkları. gelir oturuverirdi ve gitmez-di.
bir vardı, bir yoktu, bütün neneler torunlarına her gece masal okurdu. elmalar kırmızıydı, ve nehirler mavi. dedeler en tatlıydı. babalar en güvenilir. çocuklar sadece oyun oynardı. ölüm bile Hakk'tandı. ölüm bile dost. savaşlar kötü düşlerin bir oyunuydu. ve kötü çocukları üstü açık uyudukları gecelerde cezalandırmak için vardı. şarkılarsa, evet şarkılarsa allahın gökten çocuklara kurduğu sihirli bir salıncaktı. hepimiz çocuktuk. heryer allah. ağlayan kemanlar sadece gözleri gıdıklardı. ağlamak. ağlamak dedim dimi? evet ağlamak çok faydalıydı.
bir vardı, hiç yoktu. olsun diye çok yalvardı. sıktıkça içini ellerinden doğurgan güller açtı. tomurcuk tomurcuk fışkırdı içi. sonra dikenleri kendi memelerinden onun içini yardı. kan aktı. şarap sandı. sarhoştu belki de. bahar gelirse kaçırmamak için terketmiyordu sirklerin en alacalısını, yoksa toprak en gizli kaçamağıydı. ölüp ölüp dururdu evvelden anası yasak etmesine rağmen. kırk kere azar işitmişti. kediler dostuydu dokuz canını birden veriverirlerdi. ölüp dururdu da ne demeye gelirdi ya kürkçü dükkanına. gelirdi işte. sevişicem derdi. bahar gelirse derdi. hiç birşey yapamasa ellerini komşu teyzelere verir elsiz kolsuz gezerdi.
yalan dediler, değildi. sordular gerçek mi diye, değildi.

bağırıverdi deli kanıyla, bilmezler miydi gerçekten aslında rüya dedikleri neydi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder